Gündem
+A
Üç isim ve zorlu bir süreç?
Başarının en temel unsurlarından bir tanesi de zorlu sürecin üstesinden gelebilmektir.
Hayatımızda yaşamış olduğumuz engellerin gelecekteki inşasının birer temelidir aslında…
Kimse fark etmez.
Şimdiki zamanla kıyaslarız genelde karşımızdakileri...
Gelecek zamanda ne olacağını, neler yapacağını bilmeden?
Oysa yanlış düşüncelerimizin şeytani bir düşünce olduğunu elimizin altındakileri kaybettiğimizde anlarız!
Ve:
Demem odur ki insan gibi hayatta kalmayı beceremiyoruz.
Kıskançlık?
Savaş!
Dedikodu?
Bunların boş olduğunu sonradan anlarız.
Kısacası ne kimsenin haksız yere hakkına geçin, ne de düşman olarak rakip seçin?
Bilmem anlatabildim mi?
***
Gelelim sözün özüne.
Fırat Görgel’in bir önceki dönemde onikişubat belediye başkanlığı için adının geçtiğini bilmeyen yoktur.
O dönemde olmadı.
Peki ne yaptı?
Küsmedi!
Feryat etmedi!
Sitem etmedi ama üzüldü!
Sistemin temelinden yetişen bir isimdi.
Ne oldu? Büyükşehir’e aday oldu.
Gençliğini adadı resmen partiye…
Şu an yapması gereken tek şey?
İnsanların sözlerine, hareketlerine bakmadan ekibini sağlam seçerek: güvendiği, inandığı kişilerle yola devam etmesidir.
Biliyoruz ki her dönem hiç hesapta olmayan insanların, zurna gibi piyasaya çıkmasıdır! Görgel ise bu kişilere meydan vermemesi gerekiyor.
Hakan Kiraz mesela?
Güvendiği insanlar içinde yer alan bir kişilik! Ekibin en temel dinamiklerini oluşturan demir isim! Hakan kiraz gibi birçok isim mevcut, hepsini tek tek sıralayamam ama özelden sorduğunda söylerim.
Son olarak sevgili başkan, belediye koltuğuna oturduğunda yapılan yanlışlardan en önemliside?
Ekibini dışardan kurmak yerine, öncelikli olarak şehrimizde değerlendirilmesi gerek donanımlı kişilerin dahil olmasıdır.
İthal muz, yerel muz misali!
Hani manavlar ithal muz diye yerel muzu fazla para kazanmak için halka satıyormuş ya…
Dönem dönem bunları çok gördük.
Son olarak, Fırat Bey’in hakkında önceden atıp tutan, kişiler, bugün peşinden ayrılmıyor? Destekleriniz için geçmişten günümüze teşekkür ederim.
Adımınızı sağlam atmanızı tavsiye ederim, yalakalığında bir boyutu var ifşa ettirmeyin kendizi?
***
Hanifi Toptaş?
Kahramanmaraş’ın yetiştirdiği ve şehri iyi bilen bir isim!
Birkaç defa telefonla konuştuk ama yüz yüze gelmemiştik.
Boyunuzun uzun olacağını aklıma gelmemişti?
Yeni filizlenen bitki gibisiniz. Suyu dökende olacak, susuz bırakanda?
Siz de ekibinizi sağlam seçmek zorundasınız?
Filizleriniz arttıkça kesmeye kalkışacaklardır, kestirmemeye özen gösterin!
Boyunuz uzun, etkiniz sağlam, ses tonunuzda sert bir başkan olacağınızın görüntüsünü veriyor.
Demedi demeyin sevgili başkan geleceğin üst düzeylerindensiniz?
Bu sözümü unutmayın yarın bir gün olduğunda beni hatırlarsınız.
***
Necati Okay?
Babaç bir rolü olduğunu tek ben mi hissediyorum yoksa herkese göre mi öyle!
İnanın karşı karşıya geldiğimde sarılıp bağrıma basasım geliyor!
Biraz olsun tebessüm hakkımız diye yazdım.
O kadar iyi niyet dolu ki taş olsa erir!
Seçimleri kenara bırakın ve düşünün, hiç kimse için bu kelimeleri kurmadım, kurmamda…
Yukarıda söylediğim “sarılma” muhabbetini geçenlerde yapacaktım, sözüm ona bazı arkadaşlar “basın camiasından” kendi kendileri benim adıma gelin güvey olmuşlar ya, yanlışa çekerler diye yapmadım. KMTSO ziyareti sırasındaydı, yazıyı okursa hatırlar :)
Zorlu bir ilçedesin sevgili başkan ama ilçeyi iyi biliyorsun, karış karış.
Ne yapılacağı hususunda, neler yapılacağı hususunda Dulkadiroğlu halkı sana güveniyor.
Dulkadiroğlu halkı demişken aman yanılıp yakılıp o koltuğa başka birini geçirmeyin, ciddiyim.
Beş yıl avucunuzla çeşmeden su içersiniz?
Nedeni ise:
Yeni bir başkan olur da gelirse, nerede ne sorun olduğunu kimin nelere ihtiyacı olduğunu çözene kadar yeniden seçime gitmiş oluruz ve sizde kafanızı taşlara değil, belediye duvarına vurur durursunuz, DEMEDİ DEMEYİN?
***
Üzüldüğüm iki başkanın adını söylemeden geçemem?
Osman Okumuş?
Mehmet Fatih Güven?
Sizleri iyi tanıyor, seviyorum!
Yıllarca Türkoğlu ve Afşin’e çok hizmet ettiniz. Haklarınız ödenmez!
Osman başkan Türkoğlu için çırpındı durdu devam da ediyor.
Feyzettin Okumuş’ da kaliteli isimdir. Osman başkandan devralacağı koltuğu güzel devam ettireceğinden hiç şüphem yok ama Feyzettin başkan dikkat et: yüzüne gülerek arkandan iş çevirenler senin de var, haberin olsun?
Mehmet Fatih Güven: “bir dönem olur” diyorduk ama olmadı. Umarım lavantalarına ettiğin emeğin karşılığını alırsın. Duruşunun ve sadakatinin de karşılığı olacağını gösteriyor.
Mecliste göreceğiz sevgili başkan?
***
Diğer partilere gelince…
CHP?
Zeynep Arıkan?
Umduğu gibi olmadı!
Gayet memnun belki ama “nereden girdim?” der gibi bir izlenim seziyorum.
Esat Şengül dönemini hatırlarım da nasıl bir seçim gezisiydi öyle…
Ünal Ateş biraz vasat kaldığını belirtelim, kadroda mı sıkıntı var? İletişimde mi?
Ve hakkını yemeyelim;
Ali Öztunç, Esat Şengül, Kamil Dalkara?
Bu isimler Kahramanmaraş için çok çabaladı.
Elinizden gelen bu kadarmış.
Ve seçime az bir süre kaldı sevgili CHP, benden demesi?
***
Mesut Dedeoğlu?
Geçmiş yıllardan itibaren tanıdığım, değer verdiğim ve sevdiğim bir isim!
İyi partiden aday olarak girmesi ne kadar kendi lehine çevirdi, bilemem. Sonucu 31 Mart’ta göreceğiz.
Başarılı bir siyasetçi, başarısını da duyurmak için çabalıyor ama doğru tarafta olup olmadığını düşünmesi lazım?
Meydanlarda sesi gelmiyor değil umarım seslerinin de bir karşılığı olur. Yoksa Dedeoğlu’nun ve ekibinin emekleri boşa çıkacak.
***
Yeniden Refah ve Muhammet Aydoğar?
Zira hiçbir fikrim yok.
Yorum yapamıyorum, sadece soğukluğu karşısında donup kalıyorum.
Belki de öyle değildir ama hissettiğim sıcaklık derin dondurucudan farkı yok!
Şunuda eklemek istiyorum Yeniden Refah'la ilgili...
İl başkan yardımcısı Muhammet Eliaçık, geçenlerde bir videosunu gördüm.
Basının kendilere sahip çıkmadığı hususunda?
Bir kaç kelimede edeyim bununla ilgili.
Sevgili Eliaçık, AKSU TV'nin haberlerinizi yayınlamadığı hususunda sitem etmişsiniz. Bunun üzerine de video yayınlamışsınız.
Şunu belirtelim.
Medya, özgürdür. İstediğini yayınlar, yayınlamaz. Şehrin tek kanalı olan AKSU TV'ye gidip şunu dediniz mi?
"SİZİNLE ÇALIŞALIM, NE DERSİNİZ"
Ki dediniz, "HAYIR" cevabını aldıysanız. TV'nin yönetiminin aldığı karardan dolayıdır. Bu konuda TV'yi suçlayamazsınız. Yok, siz gidip, "SİZİNLE ÇALIŞALIM" demediyseniz, suç "SİZİN"
***
Sizlerden çok bahsettim:
Gelelim bana?
Bu kadar zaman şehrim bana katlandı, ben şehrime ama bana katlanamayan üç beş çapulcu var?
Ne bu şehri sizin gibi çapulculara bırakırım, ne de bu şehrin kan emicilerinden olmanıza müsaade ederim, bunu bilin.
Edebimle sustum, edepsizlik ettiniz!
Ahlakımla kazandım, hadsizlik ettiniz!
Sustum.
Susanın boynunu bükeriz, dediniz? Bükemediniz.
Şantajla kimsenin karşısına çıkmadım, şantaj yapanların yanından yer aldınız!
Bu devir kimin devri?
Edepsizlerin mi? Edeplilerin mi?
Şantajcıların mı? Namusluların mı?
Belki şu an ki devir birincilerindir ama ileri devir ikincilerindir.
Ya bu şehre sahip çıkarsınız, ya da şehir sizi içine gömer?
***
NE OLUYOR?
Hayatta herkesin bir dönemi olduğunu asla unutmuyoruz. Biz gazeteciler bir film veya dizi gibi değiliz ama bu sistem; siyasetçileri, başkanları, bürokratları 1 saat 45 dakikalık film veya bir sezonluk dizi gibi geçiştiriyor. Kısa bir film veya sezonluk dizi olmamak için kendi fikirleriniz ve ekibinizi sağlam kurmaktan başka çareniz olmadığını anlamanız gerekiyor.
Ve son olarak şunu da unutmayın, müdürlerinizin ve amirlerinizin yaptığı her işten haberiniz olsun. Hayrettin Bey, kişilik olarak iyi bir insandı ama yanlışlarından bir tanesi şehrin içinde neler oluyor, kim nelere isyan ediyor? Kimin sıkıntısı var, bilmiyordu? Elbette herkesin derdini dinleyemez ama kulak verebilirdi.
KALIN SAĞLICAKLA…
KİTAP TAVSİYEM: AGNOSTİSİZİM.Önemli bir etki bırakacağına eminim.
DİZİ TAVSİYEM: POWER. Kariyeri için oğlunu dahi gözü kırpmadan harcayan baba! Şiddetle tavsiye edilir.
Hastayım bu aralar, ilgiye ihtiyacım var!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...
|
YAZARLAR
ARŞİV
Günlük Gazeteler